top of page
Sfnf_ZbIRUC4_Ncd3Bc6NHVZjF5cpWrrFN7Ey18z

Yurt mu? Kıl Çadır mı? Otağ mı? Hangisi doğru adı?

Yurt'un doğru adı ile ilgili kargaşanın sebebi nedir? Doğru ismi nedir?

Yurt, kavramsal olarak sökülüp takılabilen, ahşap gövdeli, keçe ile sarılmış Türk evi.

Peki gerçek adı ne? Yurt mu? Kıl Çadır mı? Otağ mı? Oba çadırı mı? Boz Üy mü? Ger mi? Nedir bunun doğru adı, neden böyle bir isim kargaşı var bugün bu konuyu inceleyeceğiz.

Herşeyden önce çadır kelimesinin Türkçe kurallarına göre etimolojik kökünü incelemeliyiz. Türkçe'de d-t dönüşümü vardır ve genelde bu dönüşüm Türkçe kurallarını bozmaz. Çadır - çatır dönüşümünde kelime kökü "çat" olup mastar haliyle "çatmak" kelimesinden gelmektedir. Yani Bu şey her ne ise çatılan bir şeydir, aynı zamanda derme - çatma manası da içerir. Ancak Yurt ne derinen ne de çatılan bir yapıdır. Çatmak basit bir anlam ifade eder ve yurt inşa edilirken çatılan herhangi bir unsuru yoktur. Çatılan; örneğin, Tepe Çadırı yada saka dilinde olduğu gibi chum çadırıdır çünkü bu çadırın direkleri birbirine çatılarak gövdesi oluşturulur, bundan ötürüdür ki Tepe "Çadırı" demekte bir mahsur yoktur. Zaten çadır tipi olarak da Yurttan çok daha basit bir yapıdır. Ancak yurtta çatılan bir şey olmadığı gibi, çok sağlam komplike bir iskelet sistemine sahiptir, bu yüzdendir ki Yurt'a çadır demek veya "Yurt Çadır" demek abesle iştigaldir. Yurt doğru ve yalın haliyle Yurt'tur. Çadır eklemesi gereksiz ve yanlıştır. Türkler çadırda yaşamazlar, Yurt'ta yaşarlar. Yurt Türk evidir.

Peki bu diğer isimler nereden çıktı? Sırayla inceleyelim.

Kıl Çadır: Türklerin, daha doğrusu sadece Anadolu Türkleri'nin Anadoluya 1071'de geri döndükten sonra ve hatta biraz da ekonomik açıdan zorluklar yaşanan dönemlerde giren bir çadır türü. Başka bir deyişle kara çadırı/kıl çadırı Toroslarda yaşayan keçi çobanı Yörükler, bölgenin aşırı sarp yapısı sebebiyle daha hafif ve kolay sökülüp takılabilen, keçi kılından müteşekkil bir barınak olarak geliştirdiler. Yurt gibi ahşap gövdesi yoktur, 2 ahşap direği olur ve yetiştirdikleri keçilerin kılından seyrilmiş ip ile yapılan dokumadan kıl kumaş örülür ve çadır bu kumaştan başka bir öğe içermez. Orta Asya'daki sert iklim şartlarına dayanıklı yurt gibi değildir, içinde 12 ay sert iklim koşullarında yaşanılamaz ki zaten Toroslarda yörükler tarafından yüksek rakımlarda sadece yaz aylarında kullanılır. Günümüzde ise ticari işletmeler bu kıl iplikten dokunmuş kumaştan ticari basit içinde yaşanılamaz çadırlar üretmektedirler. Kıl çadırın Yurt ile ne özellik ne de biçim bakımından hiç bir ilgisi ve alakası yoktur.

Otağ: Otağ aslında çok eski bir kelime ve günümüze kadar taşınmış olması da bir mucize. Otağ kelime anlamı olarak Kağan'ın çadırı demektir ve bnu anlam kelimenin kökü, kullanıl biçimi ve Türk karargah tipinde saklıdır. En eskiden beri Türk ordularında Kağan büyük savaşlarda ordunun başındadır ve bir yere karagah kurduğunda en ortada Kağan'ın yurdu  bulunur, Kağan'ın özel korumalarından ölüşan bir halka ile sarılırdı ve ordunun daha alt kademe bölükleri Kağan'ın yurdunun etrafında halka oluşturacak şekilde yurtlarını kurarlardı. En ortadaki Yurt Kağan'ın otağıydı, neredeydi bu yurt? Otagıdaydı, en ortagıdaydı yani en ortadaydı, zamanla otagı kelimesi orta kelimesi dönüştü ama otağ kelimesi konumunu korudur. Otağ yurt demek değildi ama Kağan'ın yurdunun özel bir adı vardı: OTAĞ. Yani otağ yurt demek değil ama Kağan'a ait bir yurt demek. O yüzden bizim yurtlarımıza Otağ dememiz doğru olmuyor çünkü her birimiz Kağan değiliz, zaten bir milletin komple Kağan olması diye bir şey söz konusu olamaz, Kağan tektir, yada bir kaç tane Küçük Kağan vardır, bir tane de Büyük Kağan vardır.

Oba Çadırı: Bu da yine yanlış bir kullanım örneği teşkil ediyor. Çünkü Oba yurtlardan oluşan bir yayla köyü demektir. Oba yurtlardan oluşuyorsa ve yurdun da çadır olmadığını hatırlarsak, çünkü çatılan bir şey değil ve bir yapıya ait özel bir ad, Oba Çadırı demek Yurt Köyü çadırı demek oluyor ki dilin son derece kötü kullanımına işaret ediyor.

Boz Üy: Kırgızca'da kullanılan bir isim ve doğru bir kullanım. Kızgızca'daki Üy Türkçe'deki Eb yani Ev demek, boz zaten boz demek; yani Boz Ev demek. Bunda hiç bir hata yok, kullanılabilir. Ancvak tüm Türk dillerinde çatı olarak Yurt aynı anlama gelmeye devam etmektedir, Yurt dediğinizde bir Kırgız Türkü'de ne kast ettiğinizi anlar, ama kıl çadır oba çadırı dediğinizde bir şey anlamayabilir. hatta niye çadır diyorsunuz diye aklını kurcalayacaktır.

Ger: Yurdun Moğolca'daki adı. Türkçe'den etkilenip "germek" kökünden ortaya çıkmış olma ihtimali var çünkü yurt kurulurken gerilerek kurulan, yüzlerce ip gerilerek kurulan bir yapı, khana dediğimiz duvarları da deriler gerilerek bağlanıyor. Bu yüzden böyle bir varsayım kesin olmamakla birlikte doğru olabilir. "germek" Moğolca da "sungakh" demektir ancak ger ismi direkt olarak Türkçe'den geçmiş olabilir. En nihayetinde doğru bir ifadedir, kullanmanız hata teşkil etmez.

Peki bu kargaşa neden oluşmuştur? Bizim dilimizde yurt doğru bir biçimde Türk evi ifade ederken bu durum neden gerçekleşmiştir? Yer yurt edinmek derken, öğrenci yurdu edinmek demek istemiyoruz veya Üsküdar'dan bir daire aldım derken, dikdörtgen kutu biçimindeki bir beton yapıyı neden bilinçsizce daire olarak nitelendiriyoruz? Yoksa bizim için ev ancak daire şeklinde, bir "yurt" formunda olabileceği için bunu bilmeden yapıyor olmayalım. Yada hava durumunu sunarken bugün yurt "çap"ında yağış var derken, Türkiye Cumhuriyetini, çapı olan bir daire mi zannediyoruz? Elbette hayır. Biz Türkler Yurtta yaşarız, yaşadığımız evimiz yuvarlaktır ve dolayısyla bir çapı vardır, ülkemizi de evimiz olarak gören bu benzetme bütün ülkeyi kocaman bir ev olarak nitelendirip, her yerinde yağış var demek için tam çapında yağış olduğu benzetmesinde bulunuyor. Yurdun yuvarlak olduğunu ifade eden harika bir benzetme!

Yani bizler hala yurt nedir ne değildir bunu dilimizde farklı biçimlerde taşıyor olsak da, yerleşik hayata geçişimiz ve ulu kültürümüzle bağlarımızı yitirmemiz neticesinde Yurt nedir unuttuk? Onun adını unuttuğumuz gibi nasıl bir şey olduğunu da unuttuk. Ne kadar sağlıklı, konforlu ve güzel bir şey olduğunu da unuttuk. Fakat ona dair izleri şuursuzca dilimizde hala kullanıyoruz. Kıl Çadır yurt değildir, Oba çadırı diye bir şey olmaz, Otağ sadece Kağan'ın yurdudur, günümüzde belki sadece Cumhurbaşkanı'nın bir yurdu olursa onun ki Otağ olabilir. Bu yüzden bu yazının okuyucusuna yüklenen ödev sadece bu kargaşanın nedenleriyle çevrenizdeki insanlara aktarılması ve doğru ismin ifadesidir. Çünkü Ulu kültürümüzün bu muhteşem öğesi, "Yurt", unutulmayı hak etmiyor. 

Kağanlık Doğa Ekipmanları

© Copyright
bottom of page